I LOVE NICE

IMG_0434

Massena Meydanı

Aslında biraz geç kalmış yazılar bunlar, Fransa tatilimize gidip döneli neredeyse bir yıl olacak, ben yazsam mı yazmasam mı düşüncesiyle vakit geçmiş gitmiş.

Fransa’ya cok büyük hayranlığım ve sevgim vardı ve 2 yıl önce tatil için Nice’e gidince, bu sevgim aşka dönüştü ve iki yıl üstüste aynı yere, aynı otele gittik 🙂
Hatta üstüne Fransızca kursuna bile gittim.

Bu yıl ne yazıkki gidemiyoruz ve ben orayı gerçekten çok özledim.

Fransa sevgim aslında yemekleri sayesinde başladı. Yemeğe ilgi duyunca Fransızların eşsiz yemeklerini bilmemek olmaz. Artık onların yemeklerinin eskisi kadar güzel olmadığına dair söylentiler var ama yine de birçok tekniği ve çok özel sosları mutfağımıza sokan onlar değil mi?

Eger bir gün yolunuz, Fransa’nın güneyine doğru Nice’e düşerse, neler yersiniz, nerelere gidersiniz…

Massena Meydanı akşamları ayrı güzel sokak lambaları rengarenk yanıyor ve her zaman kalabalık.

IMG_0740

Rus Katedrali

09.00-12.00 14.30-18.00 saatleri arasında açık, ne kadar güzel olduğu fotoğraftan da anlaşılıyor zaten çok da güzel bir bahçesi var.

IMG_0118

Vieux Nice

Bütün restoranlar, hediyelik eşya satan dükkanlar her şey burada, doya doya gezin.

IMG_0186

Parc du Château

Nice bir de tepeden görün ve hayranlığınız kat kat artsın.

Yemeklere gelince ben ilk gittiğimde söyle düşündüm, nede olsa onlar Fransız, yemekleri ne kadar kötü olabilir ki, ama gerçekten çoğu yerde hayal kırıklığına uğradım.
Bunun nedeni Nice’in cok turistik bir yer olması ve yemek konusuna yeteri kadar önem verilmemesi, aynı bizim Sultanahmet gibi düşünün, bağırarak müşteri toplamaya çalışırlar ama içeri girdiğiniz zaman en kötü lahmacunu ya da döneri yersiniz.
Burada tek fark çalışanların çok canayakın olması ve en kalitesiz yere bile gitseniz yemekten önce size minik atıştırmalıklar getirmeleri, bu olay her mekanda var, minik tartlar, shot bardagında kendi yaptıkları içkiler…

Yemeklerinizi nerede yiyeceksiniz gitmeden önce bence iyice araştırın ve her güne bir mekan bulun ki orada yer aramak zorunda kalmayın.

IMG_0433
Sabah kahvaltılarımız her gün böyle geçti, kahvaltıda çeşit aramayan biri olduğum için açıkçası kahve ve kruvasanı ben her sabah sıkılmadan yedim.

 

LE GRAN CAFE DE TURIN

Nice’e gidince çok sık karşılaşacağınız bir yemek kocaman güveç tencerelerinde pişen midyeler, bunlardan yemeden kesinlikle dönmeyin ama nerede yiyeceğinize de dikkat edin. Biz büyük bir hayal kırıklığı yaşadıktan sonra çok güzel bir yer bulduk.
LE GRAND CAFE DE TURİN her zaman cok kalabalık oluyor ve ayakta yer beklemek zorunda kalıyorsunuz. Sakın beklememezlik yapmayın gerçekten buna değiyor.
IMG_0312Bu tabak ilk gittiğimiz zaman sipariş ettiğimiz, karışık kabuklular tabağı diyebiliriz. İçinde istiridye, karides, midye ve deniz salyangozu vardı. Ben de ilk defa orada istiridye ve salyangoz yedim. Görüntüsü kötü de olsa yenebilen hiçbir şeyden kaçmam ve mutlaka tadına bakarım, salyangoz ise yenilmeyecek bir tat değil ama arayacağım bir tat da değil diyebilirim. Onun için kalın bir iğne geliyor ve salyangozları o iğneyi batırarak, kabukları içinden çıkartıyorsunuz.
IMG_0342İşte  muhteşem istiridye tabağı

IMG_0348Üzerine limon sıkarak yiyebilirsiniz ben sade tadıyla seviyorum hafif kayganımsı bir yapı ama nefis bir tat, kesinlikle denenmeli.
IMG_0360İşte kapanış yemeği, moules marinieres..

Bu ismi menü de görünce durun ve hemen siparişi verin.Bazı yerler bu midyeleri gerçekten çok kötü yapıyorlar, o yüzden iyi bir yerde yemek en iyisi.

 

Menü Fransızca ve bu kabukluların isimlerini önceden öğrenerek gitmenizde fayda var ya da yanınızda mutlaka sözlük bulundurun.

 

 

LA RESERVE DE NICE
IMG_0297İnanılmaz bir manzarası var, sadece bunun için bile gidebilirsiniz..Biz burada başlangıç, ana yemek ve tatlıdan oluşan fix menü yedik. Aslında biraz fazla geldi ama tatmış olduk.İlk önce kılık kıyafete bakılıyor mu acaba diye panik olduk baştan aşağı turist halimizle girdik içeriye.

IMG_0265 İkram olarak gelen, parmesan peynirli krem brule, tatlısıyla hiçbir ilgisi yok, tuzlu ama aynı kremamsı kıvamda.

IMG_0270Başlangıç, baklava hamuru inceliğinde bir hamura sarılmış trüf mantarı yağlı krem ve yeşil fasulye salatası
Trüf çok değerli bir mantar, bu yüzden çok pahalı ama yağı inanılmaz ağır diyebilirim.

IMG_0274Benim deniz ürünleri tabağım, levrek, midye sebzeler vardı içinde , çok da güzeldi.

IMG_0281Kerim’in tercih ettiği et tabağı, dana etiyle çeşitlemeler yapmışlar

IMG_0290Tatlı ise, yeşil kısım fesleğen şekerlemesi, tabanı kek, jöle ve krema.

IMG_0292Son ikram makaron
Biz bu mekanı Arman Kırım’ın yazılarından bulup gitmiştik, onun anlattığı dönemler Nice’te bir sokak arasında 10 masalık bir yermiş şimdi ise kocaman bir yer olmus.

 

MARLONE CAFE
Burası da loş ortamı ve renkli ışıklarıyla çok eğlenceli bir yerdi.
Yemekleri de lezzetliydi. Ben normalde dışarda pek et yemem ama burada kocaman bir eti yedim.
IMG_0120

IMG_0122
Bu da Kerim’in deniz ürünlü salata
http://www.marlonecafe.com/#

 

 

Gezilecek Yerler;

Nice kesinlikle hiç sıkılmadan vakit geçirilebilecek bir yer. Nice’e tatile gittiğiniz zaman trenle birçok yere gidebilirsiniz.

 

MENTON

IMG_0272

En sevdiğim yerlerden biri sessiz sakin masmavi ve yemyeşil.

Menton’a giderseniz yemek yiyebileceğiniz bir yer olan, LE PETIT PRINCE bahçe içinde çok güzel bir mekan.

SNC00163Deniz ürünleri carpaccio, narenciye ile pişmesi sağlanmış

SNC00160Şurada gördüğünüz fırınlanmış kremalı patatesi evde ne kadar denediysem, bu lezzeti yakalayamadım.

SNC00166Yazın en sevdiğim tatlı Peche Melba

http://www.princedegalles.com/uk/index.php#restaurant-le-petit-prince.php

 

MONACO

IMG_0331

Monaco da kısa vakit geçirdiğimiz yerlerden biri, tam bir turist gibi görülmesi gereken yerleri hızlıca görüp hemen trenle Menton’a geçtik. Monaco ve Menton da aynı yönde olduğundan ikisi için bir gün yeterli olacaktır.

 

CANNES

IMG_0534

Hazır Nice’e kadar gitmişiz burayı da görelim dedik ama ben çok sevmedim açıkçası bu yüzden çok da vakit geçirmedik. Cannes ve Antibes trenle aynı yönde bu yüzden bir günde ikisine birden gidebilirsiniz.

 

ANTIBES

IMG_0192Picasso’nun evi olduğu için burayı gidelecekler listeme eklemiştim, iyi ki de gitmişiz çok güzel taş evler, çiçeklerle süslenmiş pencereler, daracık sokakları olan bir yer Antibes. Hem Picasso’nun yaşadığı yeri de görüp hayretlere düşebilirsiniz o kadar güzel.

 

St PAUL de VENCE

IMG_20140717_131720_2 (1)

Aman Allah’ım burası nasıl da güzel bir yer, yok gerçekten ben her gittiğim yeri beğenmiyorum ama burası bambaşka, Nice’ten otobüsle gidiliyor yaklaşık 40dakika sürüyor ama yol boyunca gördüklerinize inanamayacaksınız. Minicik köyler bahçeli havuzlu evler, buralar da kimler yaşıyor onlar bu kadar şanslıysa bizim durumumuz nedir..

IMG_3313Paul de Vence bir sürü Sanat Galerisi’nin bulunduğu daracık merdivenlerini çıkarak gezdiğiniz çok tatlı bir yer, mutlaka gidin.

 

 

 

 

Share the joy

Written by Simge Çalışkan

Küçükken hep mutfağa girerdim, çok güzel yemekler yapardım..." diye cümleye başlamak isterdim ama benim hikayem maalesef böyle başlamıyor... Evlenince aç kalmamak için yemek yapmaya başladım, soğan ve sarımsaktan nefret eden bir insandım... Bu yüzden soğansız yemek yapma girişimlerim de oldu ama tatsızlıkla sonuçlandı. Böyle bir insanın aşçı olmaya kalkışması pek de tutkulu görünmüyor farkındayım. Ama evde her gün yemek yapınca aslında yemek yemesini ve yapmasını çok sevdiğimi sadece farklı tatlar aradığımı farkettim. Yeni kitaplarla değişik yemekler denedim, yedim, içtim... Daha sonra gazetede gördüğüm bir ilanla Mutfak Sanatları Akademisi'ne yazıldım. Gerçek mutfakta çalışmak nedir hiç bilmezken mutfağın enerjisine, hızına ve hatta o adamı öldüren stresine bile aşık oldum ve artık diplomalı bir aşçıyım..

This article has 2 comments

  1. nnbaLo Reply

    nice i bende çok beğenmiş, bizim akdeniz bölgesini anımsamıştım.yemeklerini de sizden öğrenmiş oldum 🙂

Kerim Çalışkan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.