BABY, IT’S COLD OUTSIDE – AMSTERDAM

Amsterdam ile ilgili yazsam mı yazmasam mı kararsız kaldım aslında. Beş günlük tatil boyunca nereleri gezdim, neler gördüm hiçbir şey aklımda değil, müzelere girmedim, bol bol yürüdüm, çok üşüdüm, yeme içme kısmında bu sefer hiç liste yapmadım iyi yerlere gitmedim ama sürekli bir şeyler yedim, mağazaları hiç gezmedim ama marketlerde kendimi kaybettim. Peynirler, hardallar aldım, buraya hindistan cevizi yağı taşıdım çünkü orada 4 euro civarı olan yağ burada çok pahalı sonra yine üşüdüm hep üşüdüm.

Soğuk bir şehirde doğmuş olsaydım, bedenim soğuklara alışkın olsaydı, biraz dayanıklı olsaydım o zaman süper bir tatildi diyebilirdim ama sıcak seven bir insan olarak kışın Amsterdam tatili mi yapmayın Allah Aşkına… Tatil dediğin yazın olur, güneş beynini kavura kavura gezersin. İşte ben böyle soğuk soğuk diye söylenirken hatta bir gün iki kazak üst üste giyip kollarımı havaya bile kaldıramazken converse giyen gençler, eldivensiz beresiz gezen ufaklıklar vardı ortalıkta, adam şortuyla parkta koşuyordu, kızın boynunda bir atkı bile yoktu, utandım ama yine üşümeme engel olamadım.

Soğuk dışında Amsterdam gördüğüm en şirin yerlerden bir tanesi, bir daha gidilir mi evet hep gidilir, zaten o kadar minik ki iki günde her yeri gezebilirsiniz ve keyif yapacağınız bol bol zamanınız da olur.

Biz bu yaz çok gezdiğimiz için Amsterdam gezisi de çok ani planlandığından biraz cimrilik yaparak beş gün geçirdik. Beş arkadaş ev tuttuğumuz için kahvaltıyı evde yaptık, bir akşam çok soğuk olduğu için yine evde makarna pişirip, peynir şarap keyif yaptık. Biraz tutumlu bir tatil olduğundan yeme-içme konusunda çok da yer araştırmadım ama buna rağmen yine de güzel şeyler yiyebildik.

 

FOODHALLEN

Aslında bu yazıyı yazmamın nedeni Foodhallen, bizim gittiğimiz aralık ayında açılalı henüz bir ay olmuş bu yüzden gitmeden önce hakkında hiçbir fikrim yoktu çünkü hiçbir araştırmada karşıma çıkmadı. Oradayken arkadaşımın Foodhallen’e mutlaka gidin diye yazması üzerine gittik ve iyi ki de gitmişiz. Kocaman bir alanda İtalyan, Uzakdoğu, hatta Türk, Fransız her türlü mutfağın olduğu küçük standlar var ve her mutfakta da üç dört çeşit yemek var, fiyatlar çok pahalı değil ve en önemlisi mutlaka size uygun bir şeyler var. Biz çok sevince iki gün üst üste gittik, daha önce öğrenmiş olsam beş gün boyunca yemeklerimi orada yiyebilirdim.

Benim en beğendiklerim Meneer Temaki

ve Le Big Fish

Burası tek kelime ile harika. İsminden de anlaşıldığı gibi sadece deniz ürünleri var. Eve gelip biraz araştırma yapınca da neden bu kadar güzel olduğunu anladım. Şef Robert Kranenborg inanılmaz bir incelikle çorbamı hazırladı. Ben de o sırada neden fotoğraf makinemi masada bıraktım diye söylenmekteydim.

Hindistan cevizli karides çorbası

Mini balıklı hamburgerler

Ve tabii ki bira sevenler çok şanslı çeşit çeşit bira tadabilirsin.

İşin kötü tarafı ben birayı hiç sevmem burada da birkaç çeşit tattığım halde kendime uygun sadece bir tane buldum.

Ben buna “Kız Birası” diyorum, bira tadı almadan birkaç taneyi rahatlıkla içebiliyorsunuz.

Birde bu var ama üstteki kadar güzel olmasa bile bira sevmeyenler için içilebilir bir tadı var.

 

  • LOT SIXTY ONE COFFEE ROASTER

Amsterdam’da güzel bir yerde kahve içemedim diye üzülürken şans eseri Foodhallen’e giderken karşımıza çıktı. İçerisi çok güzeldi ama oturacak yer olmadığı için hızlıca içtik kahvemizi, tadı kesinlikle çok güzeldi.

Ethiopia Reko

Kinkerstraat 112

1053 ED AMSTERDAM

  • HOOPMAN IRISH PUB

İlk gün gittiğimiz bu irish pub akşam yemekleri için uygun olmasada atıştırmalıklar için uygun bir yer. Yediklerimizin fotoğrafını çekmemişim ama hepimiz buradan memnun ayrıldık.

Meşhur BITTERBALLEN i ise burada tattık, gayet lezizdi. İçi patates püresi ve et karışımlı dışı panelenmiş kızarmış köfteler. Ayrıca Foodhallen de sadece bunları yapan bir stand vardı, karidesli, domuzlu gibi çeşitlerini de gördüm.

Yorgunluk atmak için bira yanında Bitterballen gayet uyumlu.

Leidseplein 4
1017 PT Amsterdam

 

  • CAFE FESTINA LENTE

İçerisi çok şirin ve çok lezzetli sandviçleri var. Benim yediğim bu Caprese’in güzelliği ekmeğe sürülmüş domates chutney den geliyor. Fiyatlar da pahalı değil. Yine gidebileceğim bir yer.

Looiersgracht 40b
1016 VS Amsterdam

 

  • METROPOLİTAN

Gezerken karşımıza çıkan bir çikolatacı, içerde de gayet güzel görünen tatlılar vardı, ben çikolata aldım ve tadını beğendim.

Özellikle gitmene gerek yok belki ama kış aylarında gittiysen ve denk gelirsen sıcak çikolata içmek için uğrayabilirsin, lezzetliydi.

 

  • PANCAKE BAKERY

Gitsem mi gitmesem mi kararsız kaldığım, son anda yine bir arkadaşımın “Simge, mutlaka git” demesi üzerine gittik. Kapıdaki sırada beklemeye hazır olun. İçeri girerken kimsenin masasına bakmamışım ve bu kreplerin ne kadar büyük olduğunu hiç hesaba katmadan ben tatlı olanlardan sipariş verdim, çok tatlı seven bir insan değilsen -ki ben seven bir insanım- bir tanesi çok fazla. Kesinlikle tuzlu bir krep yemelisin, onlar çok daha güzel görünüyorlardı.

Çok fazla çeşit var, seçmek gerçekten çok zor. Aklım Brazilian’da kalarak (mocha soslu, cevizli dondurma ve bademli) ben Dutch sipariş verdim.

Gerçekten o sırada beklemeye ya da o kadar para ödemeye değer mi bilmiyorum, ne birisine mutlaka git derim, ne de kendim bir daha giderim.

Sıcak vişne, vanilyalı dondurma, vişne likörü ve çırpılmış krema. Gayet lezzetliydi evde de yapabilirsiniz aslında 14euro vermeye gerek yok gibi bir şeyler söylesem, miktarı o kadar fazla ki doyduktan sonra o kadar da güzel değil demeye başlıyorsunuz.

Sen en iyisi tuzlu bir krep iste, bir tane tatlıyı da ortada paylaşın. Oradan mutlu ayrılın.

Prinsengracht 191

1015 DS Amsterdam

 

  •  VLEMINCKX

En güzel kızartmayı yapan Vleminckx.  Yalnız şanssızlık ondan sonra iki kere gittiğimiz halde kapalıydı ve bu yüzden her seferinde başka yerlerde kızartmalar yemek zorunda kaldık. Karşınıza bir sürü patates kızartan yer çıkacak ama mutlaka burasının da tadına bak, sosları çok daha lezzetli.

Voetboogstraat 31-33, 1012 XK Amsterdam

 

  • WINKEL 43

Kesinlikle gidin, gitmelisiniz. Çok güzel bir elmalı tart yedim burada, inanılmaz hafif. İyi ki yanında çırpılmış krema da istemişim ikisi o kadar güzel oldular ki, ah şimdi aklıma geldi tadı. Evde yapabilir miyiz, tarif istesem verirler miydi? Winkel’in içi de çok güzel ama yer yoktu zaten istediğim çoğu yere gidemedim, buradan da geri dönmek istemedim ve dışarda oturduk, soğuk olduğu halde yine de çok keyif aldım buradan.

Noordermarkt 43

1015 NA Amsterdam

 

  • CAFE IN DE WAAG

Böyle bir yerde kahve içmek istemez misin? İçerisi gerçekten çok hoştu, yılbaşı için de süsledikleri için çok daha güzeldi. Biraz dinlenip kahve içmek ya da güzel bir peynir şarap keyfi yapmak için kesinlikle çok uygun bir yer.

Restaurant-Café In de Waag
Nieuwmarkt 4, 1012 CR Amsterdam
EDAM – VOLENDAM

Ah o Edam, Nice’ten sonra yaşamak isteyeceğim tek yer. Masallarda anlatılan yerler gibi ama hayır gerçek ve orada yaşayan insanlar var, çok şanslılar. Kesinlikle gidip, gör.

Önce Edam’a gidip gezin, orada oturup yemek yiyebileceğiniz yer de olmadığı için oradan Volendam’a geçebilirsin. Volendam zaten yemek konusunda cennet. Hem sahil boyunca yemek yiyebileceğiniz yerler var hem de ayak üstü bir şeyler atıştırabileceğiniz yerler.

Hollanda’nın meşhur balık yemeği KIBBELING. Morina balığının kızartılması ile yapılıyor. Gitmeden önce okumuş olduğunuz atıştırmalık deniz ürünlerini Amsterdam’da değil, Volendam’da bulacaksın. Bu yüzden listende Kibbeling ya da Haring, geleneksel ismiyle Hollandse Nieuwe varsa burada yemeden dönme.

Haring, görüldüğü üzere çiğ balık biraz iddialı ama bunu yemeden dönmeyin diye yorumlar okuduğum halde karnım çok tok olduğu için yiyemedim ve gerçekten aklımda kaldı. Bir daha ki gidişimde mutlaka yiyeceğim.

Sokaktan aldığım kızarmış karidesler nefisti.

 

CHEESE COMPANY

Amsterdam’a gidip de peynir almamak mümkün mü, her yerde yazıldığı gibi en güzel peynirler Henri Willig. Çeşitler inanılmaz çok seçmekte zorlanabilirsin. Lavantalı, pestolu, sarımsaklı, zencefilli ne ararsan var, en güzeli de hepsinin tadına bakabiliyor olmak. Hardallar şahane ben gelirken wasabi ve cranberryli aldım, tatları inanılmaz. Cheese Company’de Willig peynirleri satıyor.

Havaalanından alırım diye düşünme çünkü hiç çeşit yok, son güne bırakmadan mağazadan alacağını al.

 

*Hediyelik eşya kısmına gelince üzerinde Amsterdam yazan ıvır zıvırların satıldığı en güzel dükkan kesinlikle Dam Square Souvenirs ürünler diğer yerlere göre çok daha kaliteli ve çeşit bol. Alışverişini buradan yapabilirsin.

 

*Bunları yapmadan dönme

  • Kendini  müzelere kapatma, sokaklarda kaybol.
  • Foodhallen’e mutlaka git.
  • Winkel’de elmalı tart ye.
  • Sokaklarda inanılmaz lezzetler var, tatmalısın.
  • Red Light’e git dememe gerek yok herhalde ama akşam gitsen daha güzel olur.
  • Coffee Shop’a da git bence böyle bir yere başka nerede gidebilirsin ki.. Kadinsky sıcak çikolatası enfes diye not almıştım, biz yer bulamamıştık, belki sen daha şanslısındır  Rosmarijinsteeg 9.
  • Edam’ı gör.

 

 

 

 

Share the joy

Written by Simge Çalışkan

Küçükken hep mutfağa girerdim, çok güzel yemekler yapardım..." diye cümleye başlamak isterdim ama benim hikayem maalesef böyle başlamıyor... Evlenince aç kalmamak için yemek yapmaya başladım, soğan ve sarımsaktan nefret eden bir insandım... Bu yüzden soğansız yemek yapma girişimlerim de oldu ama tatsızlıkla sonuçlandı. Böyle bir insanın aşçı olmaya kalkışması pek de tutkulu görünmüyor farkındayım. Ama evde her gün yemek yapınca aslında yemek yemesini ve yapmasını çok sevdiğimi sadece farklı tatlar aradığımı farkettim. Yeni kitaplarla değişik yemekler denedim, yedim, içtim... Daha sonra gazetede gördüğüm bir ilanla Mutfak Sanatları Akademisi'ne yazıldım. Gerçek mutfakta çalışmak nedir hiç bilmezken mutfağın enerjisine, hızına ve hatta o adamı öldüren stresine bile aşık oldum ve artık diplomalı bir aşçıyım..

This article has 1 comment

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.