BALKABAĞI ÇORBASI
IMG_0034 (2)

Bu mevsim eve ikinci balkabağı alışım, nedense elim hiç yemek yapmaya gitmedi ve aldığım kabaklarla tatlı yaptım.
Zaten yıllar önce balkabaklı lazanya ve makarna denemiştim ama pek de hoşuma gitmemişti.
Sanırım tatlı olarak ya da çorbasını daha rahat tüketiyorum.

İnternette gezinirken Gordon Ramsay’in balkabağı çorbası tarifini görünce de içimde şimşekler çaktı. Yapımı hem basitti, hem de çoğu çorbadan bir iki farklılıkları vardı.
Haşlanarak değil fırınlanarak yapılması, parmesan peyniri eklenmesi ve kullanılan mantar.
Mantar gerçekten de güzel bir tat katıyor, önceden biberiye ve sarımsakla fırınlanması da ayrı bir aroma katmış.

Malzemeler
700gr balkabağı
2 çorba kaşığı parmesan peyniri
2dal biberiye
5 diş sarımsak
5 su bardağı tavuk suyu
1 küçük soğan
3 yemek kaşığı krema
Muskat
Tuz-Biber
Garnitür için,
400gr. istiridye mantarı
Tereyağı

Yapılışı

  • Fırını 190derecede ısıtın.
  • Kabakları kalın kalın dilimleyin. Üzerine zeytinyağı gezidirin. Tuz ve karabiber serpin. Biberiyeleri saplarından ayırıp ekleyin. Sarımsakları da koyup elinizle karıştırın
  • Fırında 1 saat pişirin.
  • Fırından çıkarınca biraz soğutun.
  • Bu sırada siz tencereye yağ koyun, küp küp doğranmış soğanı soteleyin.
  • Biraz muskat rendeleyin ve fırına koyduğunuz sarımsaklarda 2dişi de ekleyin.
  • Soğanlar yumuşadığında kabakları ve parmesan peynirini ekleyin.
  • Üzerine 5 su bardağı tavuk ya da sebze suyu ekleyip sebzeler daha yumuşayana kadar pişirin.
  • Blendırdan geçirin.
  • Kremayı ekleyip, karıştırın.
  • Garnitür için,
  • Tavada biraz tereyağı eritin. Elinizle parçaladığınız istiridye mantarlarını ekleyip, soteleyin.
  • Tuz ve biber ekleyin.
  • Çorbayı servis ederken üzerine birkaç tane mantar ekleyin.
Share the joy

Written by Simge Çalışkan

Küçükken hep mutfağa girerdim, çok güzel yemekler yapardım..." diye cümleye başlamak isterdim ama benim hikayem maalesef böyle başlamıyor... Evlenince aç kalmamak için yemek yapmaya başladım, soğan ve sarımsaktan nefret eden bir insandım... Bu yüzden soğansız yemek yapma girişimlerim de oldu ama tatsızlıkla sonuçlandı. Böyle bir insanın aşçı olmaya kalkışması pek de tutkulu görünmüyor farkındayım. Ama evde her gün yemek yapınca aslında yemek yemesini ve yapmasını çok sevdiğimi sadece farklı tatlar aradığımı farkettim. Yeni kitaplarla değişik yemekler denedim, yedim, içtim... Daha sonra gazetede gördüğüm bir ilanla Mutfak Sanatları Akademisi'ne yazıldım. Gerçek mutfakta çalışmak nedir hiç bilmezken mutfağın enerjisine, hızına ve hatta o adamı öldüren stresine bile aşık oldum ve artık diplomalı bir aşçıyım..

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.