MAYDANOZLU PESTO SOS
IMG_0078 (2)

Başlık biraz tuhaf mı oldu ne?
Pesto sos deyince aklımıza ilk fesleğenli pesto geliyor ve sanki pesto fesleğenle özdeşleşmiş bir kelime, maydanozla yapınca pesto değil de başka bir şey demeliymişiz gibi.
Çok karışık oldu farkındayım, sonuçta pesto italyanca ezilmiş demekmiş, maydanoz, fesleğen ya da nane farketmez isim hep aynı.

IMG_0079 (2)

Aslında ben pesto sos (fesleğenle olanı) hiç sevmem. Fesleğen tadı çok yoğun geliyor, ama az miktarlarda makarna ya da salatalarda kullanırım.
Gelin görün ki, maydanozlu pesto ile benim de bu ilk tanışmam.
Dün akşam yaptım ve kaşığın ucuyla tadına baktığımda beyin hücrelerimde bir kıpırdanmalar hissettim, hep o parmesan ve çam fıstığı yüzünden.
Sonra “Kerim gel şunun tadına bak” diye eşime seslendim, tadınca onda da aynı hisler. Kavanozu kapattım, dolaba koydum ama ikimizde çok güzelmiş yesek mi derdindeyiz.
Neyse onun da sırası gelecek, kendisi ile ilgili planlarım var.

IMG_0074 (2)

Malzemeler
30gr maydanoz (yarım demetten biraz fazla, sapları alınmış)
1 diş sarımsak
40gr rendelenmiş parmesan
20gr çam fıstığı
1 çay bardağı zeytinyağı
Tuz

Yapılışı

  • Çam fıstıklarını bir tavaya koyup biraz esmerleşene kadar kavurun.
  • Mutfak robotu ya da rondonuza maydanoz ve sarımsağı ekleyip, biraz çalıştırın.
  • Sonra fıstıkları ve parmesan peynirini ekleyin.
  • En son zeytinyağını ekleyerek püre haline getirin.
  • Tuz miktarını tadarak koyun, parmesan peynirinin de tuzlu olacağını unutmayın.
  • Buzdolabında ağzı kapalı bir kavanozda 1hafta saklayabilirsiniz.
Bu sosla makarna yapabilirsiniz, sandviç yaparken ekmeğe sürerek tüketebilirsiniz, etin yanında servis edebilirsiniz, patates püresi ya da patates salatasında kullanabilirsiniz, pizza yaptığınızda domates sos yerine pesto kullanabilirsiniz.
Share the joy

Written by Simge Çalışkan

Küçükken hep mutfağa girerdim, çok güzel yemekler yapardım..." diye cümleye başlamak isterdim ama benim hikayem maalesef böyle başlamıyor... Evlenince aç kalmamak için yemek yapmaya başladım, soğan ve sarımsaktan nefret eden bir insandım... Bu yüzden soğansız yemek yapma girişimlerim de oldu ama tatsızlıkla sonuçlandı. Böyle bir insanın aşçı olmaya kalkışması pek de tutkulu görünmüyor farkındayım. Ama evde her gün yemek yapınca aslında yemek yemesini ve yapmasını çok sevdiğimi sadece farklı tatlar aradığımı farkettim. Yeni kitaplarla değişik yemekler denedim, yedim, içtim... Daha sonra gazetede gördüğüm bir ilanla Mutfak Sanatları Akademisi'ne yazıldım. Gerçek mutfakta çalışmak nedir hiç bilmezken mutfağın enerjisine, hızına ve hatta o adamı öldüren stresine bile aşık oldum ve artık diplomalı bir aşçıyım..

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.