LİMONLU TAVUK ŞİŞ
IMG_0004

Haftasonu annem ve babam kalmaya gelince, akşam yemeği için hem pratik hem de babamın rakısıyla zevkle yiyebileceği bir şeyler hazırlamak istedim..

Bir gün önceden tavuklarımı marine edip, şişlere de takınca ertesi güne sadece tavukları pişirmek kaldı.

Limon ile tavuk biraraya gelince kesinlikle lezzet patlaması oluyor diyebilirim. Bu tariften önce limonla pişirdiğim tavuklu tarifler oldu, bu yüzden limon ile tavuğu birarada gördüğüm her tarifi çekinmeden deniyorum, çünkü ortaya çıkacak lezzeti biliyorum.

Ben tavukları balkonda elektrikli ızgarada pişirdim. Ama sizin böyle bir imkanınız yoksa fırında da pişirebilirsiniz.
Tarif “İtalyan Mutfağı” kitabından uyarlanmıştır.

10 şiş
Malzemeler
500 gr tavuk göğsü
2 diş sarımsak
1/2 limon suyu
1 patlıcan
1 kabak
30 adet arpacık soğan (1 şişe 3tane koydum)
Zeytinyağı
Tuz – Karabiber
Tatlı ya da acı toz kırmızı biber

IMG_0003

Yapılışı
* Tavukları irice kuşbaşı şeklinde doğrayın.
* Zeytinyağı, limon suyu, ezilmiş sarımsak, tuz, karabiberi ve kırmızı biberi bir kapta karıştırın.
* Sosu tavuklara bulayıp, birkaç saat bekletin. 1 gün önceden marine etmenizi tavsiye ederim, tavuklar limon suyunu iyice içine çekiyor.
* Kabak ve patlıcanı ortadan bölüp, uzunlamasına ince ince dilimleyin, çok kalın olursa tavuklara sararken kırılıyorlar.
* İnce kesitiğiniz kabak içine bir adet tavuğu alıp (sebzeye tavuğu sarın), şişe geçirin. Fotoğraflarda daha net anlaşılıyor.
* Kabaklı tavuk, arpacık soğan, patlıcanlı tavuk, arpacık soğan… şeklinde sıra ile şişlere geçirin.
* Izgara da tavuklar pişene kadar kızartın.
* Ya da 200 dereceli fırında tavuklar yumuşayana kadar pişirin.

Minicik Notlar
* Arpacık soğanın kabuklarını kolay soymak için, 10 dakika kadar kaynar su içinde bekletin, sonra rahatlıkla soyulacaktır.
* Sebzeleri ince kesemiyorsanız, kabak ve patlıcanı dörde bölüp bu şekilde de şişlere geçirebilirsiz. Tavuğa sarılı olmasına gerek yok.
* İsterseniz aralarına biber de koyabilirsiniz.

IMG_0006
Share the joy

Written by Simge Çalışkan

Küçükken hep mutfağa girerdim, çok güzel yemekler yapardım..." diye cümleye başlamak isterdim ama benim hikayem maalesef böyle başlamıyor... Evlenince aç kalmamak için yemek yapmaya başladım, soğan ve sarımsaktan nefret eden bir insandım... Bu yüzden soğansız yemek yapma girişimlerim de oldu ama tatsızlıkla sonuçlandı. Böyle bir insanın aşçı olmaya kalkışması pek de tutkulu görünmüyor farkındayım. Ama evde her gün yemek yapınca aslında yemek yemesini ve yapmasını çok sevdiğimi sadece farklı tatlar aradığımı farkettim. Yeni kitaplarla değişik yemekler denedim, yedim, içtim... Daha sonra gazetede gördüğüm bir ilanla Mutfak Sanatları Akademisi'ne yazıldım. Gerçek mutfakta çalışmak nedir hiç bilmezken mutfağın enerjisine, hızına ve hatta o adamı öldüren stresine bile aşık oldum ve artık diplomalı bir aşçıyım..

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.