Tatile çıkmadan önce yeme-içme hakkında o kadar çok araştırma yapıyorum ki, benim gibi delilere belki yardımcı olur diye ısrarla tatil yazılarını yazmaya devam ediyorum. Bir yardımı dokunuyor mu onu da…
Şu an bu satırları yazarken aklımdan hep aynı cümle geçiyor "bundan sonra tatlı ya da hamur işi yapmayacağım, üç beyazdan uzak duracağım." Aslında bu cümleyi tatlıyı yaptığım pazar gününden…
Nedir Empana'da derseniz İspanya ve Güney Amerika'da hamur içine et balık dolgu yapılarak hazırlanan bir tür hamurişi. Genelde tavuklu, kıymalı yapılır ben etsiz olsun dedim mantarlı iç harcı ile hazırladım.…
Bugün Etsiz Pazartesi olduğundan, rezene bulamadığım için uzun süredir ertelediğim çorbayı dün akşam yapabildim. Ben ne kadar çok nohut seviyorsam, sanırım Kerim de o kadar çok nefret ediyor, falafel dışında…
Biz bu şehri neden bu kadar çok seviyoruz... Hep o güveçteki midyeleri yüzünden, ya da markete hatta restorana bile köpeğinle girebiliyorsun ya kesin ondan çok seviyorum akşam yemeğimi ayağımın dibinde…
Domates mevsimi geçti geçecek, ben hala tarifi yazamadım hatta neredeyse kendimiz için hazırladığımız domates sosları bile tükenmek üzere. Bu sene nedense kışa girerken her şeyi konserveleyip turşusunu kurasım var, dondurucuyu…
Hamur işi seven bir insanım kabul ediyorum ama bizim evde pek yenmediği için genelde hep anneme giderken yaparım bir şeyler. Bu tarif pek öyle olmadı vaktim vardı, denedim,…
Tatilden döneli neredeyse iki ay oldu, hala hiçbir şey yazamadım. Neden yazacağım şimdi diyorum sonra da seviyorum galiba burada yazmayı ben. 12 gün süren bu yaz tatilinde ağzımdan en sık çıkan cümleler…
İnsanı kavuran yaz sıcakları neredeyse bitti, bu serinletici tarif de neyin nesi diyebilirsiniz.. Ben yaz boyunca bu tarifi yaptım ama yazmaya gelince işte o bir türlü olmadı. Daha doğrusu blogda…
Kabak Çiçeği bulunca ne kadar mutlu olabilirsiniz.. Ben çığlıklar atabilirim mesela, gözlerim kocaman açılıp bunlarla ne yapsam diye bin tane şey düşünebilirim. O paketin içinden çıkan 12 tane çiçek bitmez…